Yurtiçi ve Küresel Piyasaları Yılın En Yoğun ve Kritik Verilere Sahip Haftalarından Biri Bekliyor
Yurtiçinde yeni hafta Ekim ayı Ödemeler Dengesi verileriyle başlayacak. Ekim’de aylık bazda 1,6 milyar dolar civarında cari açık verildiğini ve bu rakamın 12 aylık yıllıklandırılmış cari açığı 44,9 milyar dolar civarına taşıdığını tahmin ediyoruz. Salı günü açıklanacak olan Ekim ayı Sanayi Üretimi rakamları, iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın yılın son çeyreğine de sarktığını işaret etmesi muhtemel görünmekte. Tahminlerimiz, mevsimsellikten arındırılmış rakamlarla, Sanayi Üretiminin aylık bazda %1,7 ve yıllık bazda %1,1 oranlarında daraldığı yönünde. Ayrıca, Hazine’nin Pazartesi günü gerçekleştireceği 10 yıl vadeli sabit kuponlu devlet tahvili ihracı ile Salı günü 3 yıl vadeli TLREF’e endeksli ve 10 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli tahvil ihraçları da hafta başında takip edilecek diğer başlıklar olacak. Perşembe günü Kasım ayı Bütçe Dengesi rakamları açıklanacak. Hatırlatmak gerekirse, Hazine Nakit Dengesi Kasım’da geçen yılın aynı dönemine göre 69,4 milyar TL daha yüksek olmak üzere 99,6 milyar TL fazla vermişti. Bütçenin de benzer bir görünüm sergilemesi beklenebilir. Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Kredi Borcu ve Konut Satışları verilerine ek olarak haftalık Para, Banka, Menkul Kıymet ve rezerv istatistikleri de yine Perşembe günü takip edilecek. Haftanın son işlem gününde Ekim ayı Kısa Vadeli Dış Borç, Aralık ayı TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi ve Ekim ayı Konut Fiyat Endeksi açıklanacak. Son Piyasa Katılımcıları Anketinde yılsonu ve 12 sonrasına yönelik enflasyon beklentileri sırasıyla %68,1 ve %37,5 seviyelerindeydi.
Küresel takvimin yılın belki de en yoğun ve kritik haftasını işaret ettiği söylenebilir. Küresel piyasalar açısından en kritik başlıklar Çarşamba günü ABD Merkez Bankası’nın (Fed); Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası (ECB) ile İngiltere Merkez Bankası’nın faiz kararları olacak. Piyasa fiyatlamaları ve anketlerdeki beklentiler, üst üste 4 toplantıdır 75 baz puan faiz artıran Fed’in bu toplantıyla birlikte faiz artış hızını 50 baz puana düşüreceğini işaret ediyor. Faiz artış hızında beklenen yavaşlamanın görülüp görülmeyeceği kadar, Fed’in faiz artışlarını hangi seviyeye kadar ve nasıl bir hızla artıracağı da oldukça önemli. Bu açıdan karar metni ve Fed Başkanı Powell’ın basın toplantısında vereceği mesajlara ek olarak her çeyrek dönemde güncellenen Fed yöneticilerinin projeksiyonları da yakından takip edilecek. Ayrıca, Fed toplantısının başlayacağı Salı günü açıklanacak olan ABD manşet TÜFE’nin %7,7’den %7,3’e; çekirdek TÜFE’nin’de %6,3’ten %6,1’e gerilemesi bekleniyor. Açıklanacak verinin hem bu haftaki Fed faiz artış hızına hem de belki de bundan daha fazla olarak Fed’in faiz artışlarını sonlandıracağı seviyeye yönelik beklentileri etkileme potansiyeli olduğunu da not edelim. Son 2 toplantısında üst üste 75 baz puan faiz artıran ECB’nin de yılın son toplantısında faiz artış hızını 50 baz puana indirmesi bekleniyor. Faiz artışlarının hangi hızda ve ne zamana kadar süreceğine ilişkin ECB Başkanı Lagarde’ın basın toplantısında vereceği mesajlar da oldukça önemli olacak. Kasım ayında 75 baz puan ile 1989’dan bu yana gözlenen en yüksek faiz artışını gerçekleştiren İngiltere Merkez Bankası’nın da faiz artış hızını yeniden 50 baz puana çekmesi bekleniyor. Hafta boyunca birçok ülkede TÜFE, Sanayi Üretimi, İstihdam ve Dış Ticaret Dengesi gibi birçok önemli verinin de açıklanacağını; günlük fiyatlamalarda bu verilerin de etkili olacağını ancak daha kalıcı etkiler açısından merkez bankalarının vereceği mesajlar ağır basacağını da not edelim.